Akçay’da alacağımız sabah kahvaltısından sonra Kazdağları’na doğru yola çıkıyoruz. Minibüslerle, (Minibüs ücretleri ekstradır.) KAZDAĞLARI MİLLİ PARKI’na çıkıyoruz. SÜTÜVEN ŞELALESİ’ni geziyoruz ve orman içi zevkli bir yolculukla, HASAN BOĞULDU’ya ulaşıyoruz. Hasan ile Emine’nin hazin öyküsünü rehberimizden dinleyerek, yemyeşil doğası, pınarı, küçük göletleri ve şelalesiyle keyifli bir gezi yapıyoruz. Gezimiz sonrası yeni rotamız olan Ayvalık’a doğru yolculuğumuza başlıyoruz.Ege Denizi’nin sarmaladığı 22 adasıyla adeta bir yeryüzü cenneti olan Ayvalık merkeze varıyoruz. Buradaki ilk durağımız merkezdeki Saatli Cami oluyor. Kesin olmamakla birlikte 1850 dolaylarında Agai İanni Kilisesi olarak Ayvalık’ta inşa edilen bu kilisenin ve Cumhuriyetin ilanına müteakip birinci mübadele kapsamında yöreye yerleşen halkın ihtiyaçlarına binaen camiye çevrilme hikayesini birde rehberimizden dinliyoruz. Buradaki anlatımın ardından, tenekeciler sokağından geçerek Ayvalık merkezde yöresel damla sakızlı kurabiye, türk kahvesi ve tatlı alışverişi için sizlere serbest zaman veriyoruz. Bu keyifli molamızın ardından, bölgenin bir diğer kalbi olan Cunda Adası’na doğru yola çıkıyoruz. Adayı, Ayvalık’a bağlayan Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünden geçerek Cunda’ya ulaşıyoruz. Cunda’da rehberimizin gerekli anlatımlarının ardından, sizlere verilen serbest zamanda misafirlerimiz birbirinden güzel oymalarla süslenmiş balkon ayakları ve üzerindeki motiflerle geçmişin izlerini taşıyan tarihi evler arasında dolaşabilir, Rahmi Koç Vakfı tarafından dönem oyuncakları ve eşyalarının sergilendiği müzeye çevrilen Taksiyarhis Kilisesi’ni görebilirler. Kısa yürüyüşlerin ardından da, neoklasik mimari örneği, taş ustalığı görülmeye değer Taş Kahve’de sakızlı kahvelerini yudumlayıp, sakızlı dondurmasının, ada çayının ve lokmasının tadına bakabilirler. Cunda’daki gezimizin sonrasında aracımıza binerek rivayete göre şeytanın ayak izinin bulunduğu Şeytan Sofrası’na hareket ediyoruz. Rehberimizin kısa bilgilendirmelerinin ardından burada Ayvalık’ın yeşil ve mavinin aşkını seyre dalıyoruz. Şeytan Sofrasında ilk gün tur programımızı tamamlayıp akşam yemeğimizi almak ve konaklamamızı gerçekleştirmek için İzmir Konak’ta bulunan otelimize geçiyoruz. Sabah aldığımız kahvaltı sonrasında konaklamak ve akşam yemeği için İzmir’e doğru devam ediyoruz.

Turu’muzun ikinci gününe otelde alacağımız sabah kahvaltısından sonra ilk durağımız olan Seferihisar varıyoruz. ‘Hızlı yaşam’ kavramından uzaklaşmak sakin ve huzurlu bir günde kendinizi bulmak istiyorsanız, ‘aynı’lıktan ve kalabalıktan uzak, Sığacık’da doğru yerdesiniz. Yerel yemeklerine, yöresel mimarisine, geleneklerine, göreneklerine, zanaatlarına, esnafına sahip çıkan Sığacık’da yaşamın temposundan bir süreliğine uzaklaşıyor ve güzel sokaklarında dinleniyoruz. Sığacık gezimizi tamamladıktan sonra Çeşme‘ye geçiyoruz. 505 yıllık tarihe meydan okuyan sağlamlığı, mimari yapısı ve medeniyetlerin izlerini taşıyan müzesi ile Çeşme’de mutlaka görülmesi gereken değerlerinden biri olan Çeşme Kalesini rehber eşliğinde geziyoruz. Ardından rehberimiz tarafından sizlere serbest zaman veriliyor. Daha sonra Çeşme‘nin sembollerinden olan Balıklı Evi görüyoruz. Serbest zaman sonrası buluşup aracımızla Alaçatı‘ ya geçiyoruz. Ege’nin incisi sörf cenneti Alaçatı‘da bizi daracık çiçeklerle süslü Arnavut kaldırımlı sokaklar karşılıyor. Alaçatı‘da öğlen yemeğimizi serbest olarak alıyoruz. Alaçatı’nın meşhur kumrusunu denemenizi tavsiye ederiz. Daha sonra Rengarenk Alaçatı Evleri’nin sokaklarında fotoğraf çekerek dolaşıyoruz. Alışveriş ve dinlenme için verilen serbest zamanın ardından turumuzu tamamlayıp Isparta’ya dönüş yolculuğuna geçiyoruz ve siz değerli misafirlerimizle başka bir Saporta Tour programında görüşmek dileğiyle vedalaşıyoruz.