Sabah aldığımız serpme kahvaltımız sonrasında rehberimiz ile buluşup Abant – Gölcük – Yedigöller Amasra – Safranbolu Turumuza tarih kokan İnözü vadisi’nde alacak olduğumuz kahvaltı ile başlıyoruz. Kahvaltımızın ardından Yedigöller Milli Parkı’na ulaşıyoruz. Yedigöller Milli Parkı bünyesinde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olmak üzere 7 göl bulunmaktadır. Çok sayıda bitki türünü içeren Yedigöller Milli Park’ı yurdumuzun en güzel ve karışık doğal ormanlarına sahiptir. Sessiz ve sakin bünyesi, güzel manzaraları, yürüyüş yolları, şelaleleri ve süslü yamaçlarıyla siz değerli misafirlerimize dinlenme için imkânlar sunmaktadır. Doğa harikası Yedigöller Milli Parkı gezimizi tamamlayıp , serbest zamandan sonra Abant’ı tarihsel olarak daha yakından tanımak için Abant Tarih Müzesi’ne gidiyoruz. Rehberimiz eşliğinde Abant Tarih Müzesi’ni gezip Abant Milli Parkı’na gidiyoruz. Abant Milli Parkı içerisinde olan ve yılın her döneminde farklı güzelliklere sahip Abant Gölü gezimizi gerçekleştiriyoruz. Zengin canlı çeşitliliğine ev sahipliği yapan Abant Gölü kıyısında doğa yürüyüşü yapabilmeniz ve nilüfer çiçekleri ile kaplanmış olan Abant Gölü’nden güzel kareler fotoğraflayabilmeniz için siz değerli misafirlerimize serbest zaman veriyoruz.Bir sonraki rotamız doğanın olağan üstü güzelliğiyle kaplı olan Gölcük Milli Parkı’na gidiyoruz. Her mevsim kendine özgü güzelliklere sahip Gölcük Gölü gelen misafirler tarafından hayranlık uyandırmaktadır. Gölcük Gölü gezimizi tamamladıktan sonra akşam yemeğimizi almak ve konaklamak üzere Bolu merkezde bulunan otelimize geçiyoruz.

Turumuzun ikinci gününe sabah erken saatte otelde alacağımız açık büfe kahvaltı ile başlıyoruz. Kahvaltımızın ardından UNESCO tarafından koruma altına alınan, Türklerin ve Rumların ortak yaşantısının izlerini taşıyan müze kent Safranbolu’ya ulaşıyoruz. Burada ilk olarak Safranbolu’yu, Hükümet Konağı’nı ve Saat Kulesi’ni panoramik olarak göreceğimiz Hıdırlık Tepesi’ne çıkıyoruz. Buradan hiç bir evin diğerinin görüşünü kısıtlamadığı ve ne kadar düzenli bir şekilde konumlandırıldığını net bir şekilde görebiliyoruz. Çekeceğimiz güzel fotoğrafların ardından Safranbolu’nun ruhunu yansıtan sokaklardan geçerek Semerciler, Manifaturacılar, Demirciler, Bakırcılar Arastalarını, Cinci Hanı ve Hamamı’nı, İzzet Mehmet Paşa Camii’ni, Akçasu Kanyonu’nu, Köprülü Mehmet Paşa Camii’ni ve avlusundaki Güneş Saati’ni geziyoruz. Evleri ve lokumlarıyla meşhur Safranbolu’da en güzel gezi evi olan Kaymakamlar Konağı’nı gezerken kendinizi zaman makinesindeymiş gibi hissedeceksiniz. Tarihi kentin meşhur lokumcusunda lokuma dair bilgi alırken aynı zamanda lezzetli lokumlarından tatma ve alışveriş imkânı buluyoruz. Ardından yaklaşık 1,5 saat süren yolculuğumuz ardından Amasra’ya doğru yol alıyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in ”Lala, Lala Çeşm-i Cihan dedikleri bu mu ola (Dünya’nın göz bebeği)” sözleri ile ün kazanan güzel Amasra’ya ulaşıyoruz. Cenevizliler döneminden kalma Amasra Kalesi, Bizans döneminden kalma, kiliseden çevrilme Fatih Cami ve Kale Mescidi, Boztepe, Çekiciler Çarşısı(Ağaç işleri), gezilerinden sonra dileyen misafirlerimiz Amasra’da tekne turuna katılabilirler (Ekstra). Ayrıca dileyen misafirler deniz kenarında bulunan balık restoranında balık ve Amasra’ya özgü salatanın tadına bakabilirsiniz. Yemeğimizin ardından Isparta’ya dönüş yolculuğuna geçiyoruz ve siz değerli misafirlerimizle başka bir Saporta Tour Turunda görüşmek dileğiyle vedalaşıyoruz.